Stratejik Araþtýrma Merkezi

[Ertuðrul]

Her þeyden önce, ABD'nin 11 Eylül süreci'nden sonra küre üzerindeki hegemonyasýnýn sarsýlmasýnda Ýngilizlerin 'sinsi' stratejilerinin belirleyici bir rolü var. Yine 11 Eylül süreci'nden en kârlý çýkan ülkenin Ýngiltere olduðu gözden kaçmýþ bir gerçek. Bu süreçte, Ýngiltere, baþta Ortadoðu olmak üzere küre ölçeðindeki bazý önemli stratejik alanlarda inisiyatifi eline geçirmiþtir.

11 Eylül süreciyle birlikte küre ölçeðinde çýlgýnca politikalar izlemesi, ABD'nin küresel hegemonyasýnýn büyük bir sarsýntý geçirmesine neden oldu. Bu sarsýntýnýn gerçek sonuçlarýný ancak 10-15 yýl sonra görebileceðiz.

Ýngilizler, ABD'nin Balkanlara, Kafkaslara ve Ortadoðu'ya ABD'nin yerleþmesinde kilit rol oynadýlar. 1990'larýn baþýnda Doðu Bloku'nun çökmesi, iki Almanya'nýn birleþmesi, Almanya'nýn yakýn tarihte stratejik olarak gücünün bir ânda birkaç kez artmasýyla sonuçlandý. Almanya, AB üzerindeki belirleyici konumunu pekiþtirmek için Avrupa'nýn perifesini / çevre ülkelerini karýþtýrdý. AB'de merkezî bir konuma geçebilmek için Almanya'nýn izlediði ve adýna 'merkezkaç kuþatmasý' diyebileceðimiz bir strateji ile önce Balkanlarýn balkanlaþmasýna / parçalanmasýna giden süreci tetikledi.

Almanya'nýn bu dýþarýdan, merkezkaç kuþatmasý stratejisi ile AB'de inisiyatifi ele geçirme giriþimlerine Amerikalýlar, derhal müdahale etmek istediler. Ancak Ýngilizler, kuzenleri Amerikalýlarýn 'kulaklarýný çekerek', onlara Balkanlara biraz geç müdahale etmelerini söylediler. Ýngilizlerin önerdikleri ve kendilerinin derhal uygulamaya koyulduklarý strateji þuydu: Önce Balkanlarý iyice karýþtýrmak; ardýndan Balkanlarda içinden çýkýlmasý zor bir kriz durumu icat etmek ve son olarak da Balkanlara Avrupa dýþýndan müdahaleyi kaçýnýlmaz hâle getirmekti.

Amerikalýlar, Ýngilizlerin önerdiði stratejiyi uyguladýlar ve sonuçta hem Amerika, hem de Ýngiltere çok büyük bir stratejik ve siyasî bir kazançla çýktýlar. Böylelikle, hem ABD, Balkanlara yerleþmiþ; hem de Ýngiltere, Almanya'ya karþý AB içinde çok büyük bir stratejik avantaj elde etmiþ oldu.

Ýngilizler, Soðuk Savaþ döneminin stratejilerinin belirlendiði Yalta Konferansý'nda da kilit rol oynamýþlar ve ABD'nin Avrupa'ya müdahale etmesinde doðrudan belirleyici olmuþlardý.

11 Eylül sürecinden sonra ABD'nin küre ölçeðinde büyük yanlýþlýklar yapmasýnda yine Ýngilizlerin 'oyun'larý çok belirleyici oldu: ABD'nin Kafkaslara, Ortadoðu'ya handiyse yalnýz baþýna girmesinde, art arda iþgal giriþimlerine soyunmasýnda Ýngilizler Amerikalýlarý inanýlmaz ölçülerde tahrik ettiler ve sonunda ABD'nin küresel gücünün ve imajýnýn tahrip edilmesinde çok büyük rol oynadýlar. Örneðin, ABD'lilerle birlikte Irak iþgaline katýlan Ýngilizler, sessiz sedasýz bir þekilde ABD'yi Irak'ta ve bütün Ortadoðu'da yalnýz býraktýlar; ateþ çemberinin ortasýna attýlar.

Ýlk bakýþta görünen manzara bu: Ama hiçbir zaman unutmamak gerekiyor ki, Ýngilizlere aslâ güvenilmez ve Ýngilizler, en zayýf ânýnýzda sizi arkanýzdan vurma konusunda dünyanýn en mâhir ve en tecrübeli 'oyuncu'larýdýr.

Burada aslâ unutulmamasý gereken nokta þu: Bugün dünyanýn yaþadýðý büyük küresel ve bölgesel krizlerin hepsi, Ýngilizlerin dünyanýn baþýna bela ettiði krizlerdir: Örneðin Osmanlý'nýn parçalanmasý ve çökertilmesi, örneðin Ýsrail'in kurulmasý ve Ýslâm dünyasýnýn baþýna belâ edilmesi, örneðin dünyanýn en büyük Müslüman ülkesi olacak Hindistan'ýn parçalanmasý, örneðin Arap dünyasýnýn paramparça edilerek Arap petrolünün bölgeden alýnarak bölge dýþýna akýtýlmasý gibi.

Ben yakýn tarihte hem bizim, hem de dünyanýn baþýna örülen büyük çoraplarýn arkasýnda Ýngilizlerin olduðu gerçeðini göz önünde bulundurarak Ýngilizlerle iþ yaparken ikinci kez, üçüncü kez dikkatle ve defalara düþünülmesi gerektiðini hatýrlatmak isterim.

O yüzden 'Ýngilizlere dikkat!' diyorum.

Not: 12 yýl önce bu sütunda yayýmlanan bu yazýmý, bazý okuyuculardan gelen talep üzerine yeniden yayýmlýyorum.

Yusuf Kaplan

__________________
Yatýrým Tavsiyesi Deðildir.

[Ertuðrul]

"Babacan'ýn geleceði merka konusu"

Financial Times'ýn Türkiye muhabiri Daniel Dombey'nin gazetenin internet sitesindeki blog yazýsýnýn baþlýðý ise "Türkiye'de bundan sonraki hükümetin kalitesine dair þüpheler var".

Daniel Dombey, Erdoðan'ýn birçok kesime göre Pazar günkü seçimin favorisi olduðunu söylüyor.Dombey, Türkiye'nin yüzleþtiði en önemli sorunlardan birinin ise daha sonra nasýl bir hükümet tarafýndan yönetileceði olduðu görüþünde.
Financial Times muhabirine göre bu noktada en önemli konulardan biri de, uluslararasý saygýnlýðý olan ve son aylarda hayal kýrýklýðý yaþadýðýný ima eden Baþbakan Yardýmcýsý Ali Babacan'ýn geleceði.

Dombey'nin yazýsý þöyle sürüyor:

"Babacan, yabancý yatýrýmcýlar için bir güven kaynaðý. Genelde mali disiplin, yapýsal reform, Merkez Bankasý'nýn baðýmsýzlýðý gibi onlarýn sevdiði politikalar izliyor, mesajlar veriyor. Ancak Babacan'ýn üç dönem kuralý nedeniyle önümüzdeki yýlki genel seçimlerin ardýndan hükümetten ayrýlmasý bekleniyor. Ýþ adamlarý ve yatýrýmcýlar, Pazar günkü seçimlerden sonra nasýl bir hükümet kurulursa kurulsun, Babacan'ýn o döneme kadar görevi sürdürmesini umuyor. Babacan'ýn hamisi, bir süreliðine siyaset sahnesinden çekilecek gibi görünen Cumhurbaþkaný Abdullah Gül olsa da..."

Financial Times muhabiri bu noktada Ali Babacan'ýn, Ziraat Bankasý'nýn Gülencilerin kurduðu Bank Asya'yý satýn almak için görüþmeler yaptýðýný açýklamasýný ise bir "gaf" olarak nitelendirmiþ.Daniel Dombey, Baþbakan Erdoðan'ýn üst düzey danýþmanlarýndan Yiðit Bulut'un Babacan'ý yalanladýðýný, açýklamalarýnýn piyasalarda spekülasyona yol açtýðýný söylediðini de eklemiþ.
Dombey'nin yazýsý þöyle noktalanýyor:

"Yiðit Bulut, Ali Babacan'ýn tam tersi bir isim. "Faiz lobisinin" Türkiye'ye zarar vermeye çalýþtýðýna dair görüþleriyle biliniyor. Erdoðan da ýsrarlý bu teoriyi dile getiriyor.

"Bulut ayrýca, hava yolu þirketi Lufthansa'nýn geçen yýlki hükümet karþýtý gösterilerin arkasýnda olduðunu iddia etmiþ, Erdoðan'ýn düþmanlarýnýn onu telekinezi yöntemiyle öldürmeye çalýþtýðýný iddia etmiþti. Yiðit Bulut'un ekonomi konusunda Ali Babacan'dan daha fazla söz sahibi olduðu bir ülke yatýrýmcýlarý tereddüte itebilir.

"Erdoðan'ýn Perþembe günü verdiði mesaj ise Babacan'dan çok Bulut kampýna yakýn görünüyordu. Ana akým bir ekonomi terorisine yönelik saldýrýsýný sürdüren Erdoðan iþ adamlarýna enflasyonun temel nedeninin mevcut faiz oranlarý olduðunu söyledi."

__________________
Yatýrým Tavsiyesi Deðildir.

[Ertuðrul]

Ýngiltere'de yayýnlanan haftalýk The Economist dergisi, Türkiye'nin Pazar günkü cumhurbaþkanlýðý seçimi ile Erdoðan döneminde yeni bir aþamaya geçmek üzere olduðunu yazdý.

Dergideki yazýnýn baþlýðý, "Despot mu, yoksa kendinden emin bir lider mi?"

Yazýya eþlik eden karikatürde, sultana benzetilen Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan baþýna taktýðý sarýkla uçan bir halý üzerinde Baþbakan yazýlý bir camiden Cumhurbaþkaný yazýlý bir camiye uçarken görülüyor.

Economist'teki yazý, Erdoðan'ýn birinci turda Türkiye'nin halk oyuyla seçilecek ilk Cumhurbaþkaný olacaðýndan, çok az kiþinin þüphe duyduðu tespiti ile baþlýyor.
Dergi, kamuoyu araþtýrmalarýnýn, seçime katýlým oranýnýn yüzde 80'inin altýnda kalmasý halinde, Erdoðan'ýn ilk turda yüzde 55'e yakýn bir oyla Cumhurbaþkaný seçileceðini gösterdiðini belirtiyor.

Economist bununla birlikte Erdoðan'ýn ailesini de hedef alan Aralýk ayýndaki yolsuzluk ve rüþvet soruþturmasýný, Soma'da Mart ayýnda 301 iþçinin hayatýný kaybettiði maden faciasýný, Erdoðan'ýn Soma'da bir iþçiyi tokatlarken bir danýþmanýnýn da bir göstericiyi tekmelerken görüntülenmesini, IÞÝD militanlarýnýn Musul'da Türkiye Konsolosluðu'nu basýp Baþkonsolos dahil 49 personeli alýkoymasýný hatýrlatmýþ okurlarýna.

Yazýda, Türk Konsolosluk çalýþanlarýnýn, Batý'nýn muhtemel müdahalesine karþý canlý kalkan olarak kullanýldýðý belirtiliyor.

"Erdoðan manipülasyon ustasý"

Economist'e göre Erdoðan'ý, onu eleþtirenler bir despot, destekçileri ise kendinden emin bir lider olarak görüyor.
Dergideki yazýda Erdoðan'ýn ordunun pençesini söktüðü, baþörtüsü yasaðýný hafiflettiði, Kürtlerle müzakere eden ilk kiþi olduðu da vurgulanýyor. Economist bununla birlikte, giderek otoriterleþtiðini vurguladýðý Erdoðan'ýn manipülasyon yapmakta çok usta olduðu görüþünde.

Yazýda bu noktada hatýrlatýlan olaylarsa; Erdoðan'ýn tabanýný Gezi protestolarýnýn ardýnda Yahudilerin ve onlarýn (Economist) dahil medyadaki müttefiklerinin olduðuna inandýrmasý ile yolsuzluk ve rüþvet soruþturmasýnýn ardýndan Fethullah Gülen'in bulunduðunu, bunun AK Parti'yi devirmeye yönelik küresel bir komplonun parçasý olduðunu söylemesi.

Economist'teki yazý þöyle noktalanmýþ:

"AK Parti þimdilik Meclis'te, Cumhurbaþkaný'nýn yetkilerini artýracak anayasa deðiþiklikleri için ihtiyaç duyduðu üçte ikilik çoðunluktan yoksun. Daha da kritik olansa ekonominin bocalýyor olmasý.Enflasyon yükseliyor, büyüme oraný yaklaþýk yüzde 4'e düþmüþ durumda. Türkiye'nin en büyük ikinci pazarý Irak ve Suriye'yi içine çeken þiddet yüzünden ihracat da azalýyor.

"Sayýn Erdoðan, bunlarýn etkileri hissedilmeden, AK Parti'den göreve getirmeyi umduðu kukla Baþbakan üzerinden erken seçime gitmeyi düþünebilir. Ancak AK Parti rüyalarýný gerçekleþtirmeye yetecek sayýda milletvekili çýkaramayabilir. Erdoðan bu durumda daha fazla siyasi taviz karþýlýðý desteklerini almak için Kürtlere dönecektir. Eðer bu destek gelmezse, Erdoðan'ýn gücü sonunda azalabilir ve bu yeni bir lidere yol açabilir.
"Birçok kiþi bunun Türkiye için en iyi sonuç olacaðýný düþünüyor."

Economist'ten Erdoðan'a yanýt

Economist dergisi internet sitesinde de, Baþbakan Erdoðan'ýn derginin Türkiye muhabiri Amberin Zaman'a yönelik eleþtirilerine yanýt vermiþ.
Erdoðan Malatya'daki mitinginde Amberin Zaman için "edepsiz kadýn" ifadesini kullanmýþtý.

Economist ise Amberin Zaman'ýn 15 yýldýr Türkiye'de görev yaptýðýný, çok saygý duyulan bir gazeteci olduðunu, Zaman'ýn ve onun haberlerinin arkasýnda olduðunu belirtiyor.

Derginin internet sitesindeki yanýtta þu ifadeler de yer alýyor:

"Demokraside gazetecilerin tehdit edilmesine yer yoktur. Türkiye ise Sayýn Erdoðan'ýn yönetiminde baðýmsýz gazetecilik için giderek daha da zor bir yere dönüþtü. Medyayý gözlemleyen New York merkezli sivil toplum kuruluþu Freedom House da geçtiðimiz günlerde Türkiye'nin statüsünü düþürmüþtü. Freedom House Türkiye'de medyanýn artýk "kýsmen özgür" statüsünde sayýlamayacaðýný ve "özgür olmadýðýný" belirtmiþti."

__________________
Yatýrým Tavsiyesi Deðildir.

[Ertuðrul]

Çin, Hristiyan dinini, Çin kültürü ile birleþtirerek sosyalizmle de uyumlu yeni bir teoloji oluþturmayý planladýðýný açýkladý.

Devlet destekli bir yayýn kuruluþu olan China Daily'nin websitesinde yer alan habere göre, din Ýþleri biriminden üst düzey bir yetkili olan Wang Zuoan Çin'in Hrsitiyanlýðýn ülke içinde geliþmesini desteklediðini söyledi. Ancak Zuoan'a göre "Çin Hrsitiyanlýðý teolojisinin inþasý Çin'in ulusal koþullarýna uyumlu olmalý."

Zuoan Þangay'da düzenlenen Hristiyanlýðýn Çinlileþtirilmesi konferansýnda konuþtu.Çin'de yaþayan Protestanlarýn sayýsýnýn 23 milyon ile 40 milyon arasýnda olduðu tahmin ediliyor.Bu rakam toplaö nüfusun yüzde 1.7'si ile 2.9'u arasýnda bir yerde. Ülkede her yýl yaklaþýk 500 bin kiþi de Protestan olarak vaftiz ediliyor.Ancak Çin'in hükümetteki Komunist Partisi resmi olarak ateist bir parti ve partinin kilise ile olan iliþkileri zaman zaman gerilimli oluyor.
Ýnsanlarýn ibadet edebileceði yerler resmi olarak onaylanan yerlerle sýnýrlý ancak Çin'de birçok yeraltý kilisesi de mevcut.

Çin'in Kudüs'ü olarak da anýlan ve her 10 kiþiden birinin Protestan olduðu Wenzhou kentinde yetkililer yasadýþý olarak adlandýrdýklarý kilise binalarýna baskýnlar yapýyor.

Taipei Times'ýn haberine göre 130'dan fazla kilisede haçlar yerinden kaldýrýlmýþ ya da yerinden kaldýrýlmakla tehdit edilmiþ durumda.
Bu kiliselerden bazýlarý ise tamamen yok edilmiþ.
Gazeteye konuþan uzmanlara göre yetkililer bölgede Protestanlýðýn hýzlý yükseliþinden rahatsýz durumdalar ve buna engel olmak istiyorlar.

__________________
Yatýrým Tavsiyesi Deðildir.

[Ertuðrul]

ABD Baþkaný Barack Obama Amerikan ordusuna, gerektiðinde Irak Þam Ýslam Devleti (IÞÝD) örgütü militanlarýna karþý hava saldýrýlarý düzenleme yetkisi verdi.

Barack Obama, Amerikan ordusunun, militanlarýn Erbil'e ilerleyerek ülkesinin çýkarlarýný tehdit etmesi halinde harekete geçeceklerini söyledi.

ABD'nin Erbil'de bir konsolosluðu bulunuyor. Amerikalý askeri danýþmanlarýn da Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin baþkenti olan Erbil'de görev yaptýklarý biliniyor.
Obama Beyaz Saray'da yaptýðý açýklamada ayrýca, Irak'ta IÞÝD'in saldýrýlarý nedeniyle evlerinden ayrýlmak zorunda kalanlara havadan gýda yardýmý yapýlmasýna onay verdiðini de duyurdu.
ABD Baþkaný, "(Azýnlýklara karþý) Olasý bir soykýrýmý önlemek için dikkatli ve sorumlu bir þekilde hareket edebiliriz" dedi.
Öte yandan Ýngiltere ise ABD'nin insani yardýmýný mutlulukla karþýladýðýný söylerken, askeri olarak Irak'a müdahalede bulunmayacaklarýný söyledi.
Baþbakanlýk ofisinden bir sözcü "Askeri bir müdahale planlamýyoruz" dedi.
"Irak hükümeti destek istedi"
Barack Obama, IÞÝD'in Irak'ta Ezidilerin yok edilmeleri çaðrýsý yaptýðýný ve Irak hükümetinin kendilerinden destek istediðini söyledi.
Obama bununla birlikte Irak'ta herhangi bir kara harekatýnýn söz konusu olmadýðýný ve ülkesini yeniden savaþa sürükleme niyeti olmadýðýný belirtti.
ABD, 2003'te müttefikleri ile birlikte iþgal ettiði Irak'tan 2011 sonunda çekilmiþti.

IÞÝD ise Irak'ta son olarak ülkenin en büyük Hristiyan kenti Karakuþ'u ele geçirmiþti.
Kuzey Irak'taki on binlerce Ezidi ve Hristiyan örgütün son saldýrýlarý sonrasý evlerini terk etmiþti.
IÞÝD, Hristiyanlarýn 2 bin yýldýr yaþadýðý bölgeyi yaðmalamakla da suçlanýyor.

Birleþmiþ Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, Irak'taki son geliþmeler sonrasý Perþembe günü acil bir oturumda toplanarak týklayýn IÞÝD'in saldýrýlarýný kýnamýþtý.
Konsey uluslararasý toplumdan, Irak hükümetine destek vermesini istemiþti.

__________________
Yatýrým Tavsiyesi Deðildir.

[Ertuðrul]

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Rusya ve Avrasya Dairesi Direktörü Celeste Wallander'a göre, Amerika'nýn Afganistan'dan önemli ölçüde çekilecek olmasý, Washington'un Orta Asya ülkelerini istikrarsýzlýk tehdidine karþý yalnýz býrakacaðý anlamýna gelmiyor.

Amerika bu yýlýn sonunda Afganistan’dan önemli miktarda asker çekmeye hazýrlanýyor. Washington, geride güvenli bir Afganistan býrakmak istediði gibi, saðlam iliþkilere sahip ülkelerin bulunduðu güvenli bir bölge de býrakmayý amaçlýyor. Ancak gerek Afganistan’da istikrar konusundaki kaygýlar, gerekse Avrasya bölgesinde oldukça etkili olan Rusya’nýn yarattýðý belirsizlik, Amerika’yý olduðu kadar bölge ülkelerini de kaygýlandýrýyor. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Rusya ve Avrasya Dairesi Direktörü Celeste Wallander bir süre önce üç Orta Asya ülkesi, Kazakistan, Kýrgýzistan ve Özbekistan’ý ziyaret etti. Wallander ziyaretleri konusunda Amerika’nýn Sesi Özbekçe Bölümü’nden Nevbahar Ýmamova’nýn sorularýný yanýtladý.

Bu yýlýn sonunda Afganistan’daki tüm askerlerini çekmeye hazýrlanan Amerika, bölgedeki durumu göz önüne alarak geride on bin kadar asker býrakmayý planlýyor. Bu kararýn ardýnda yatan etkense, bölgede istikrarsýzlýðýn hala devam etmesi ve yeterli güvenlik ortamýnýn bulunmamasý. Bu konuda kaygýlanan yalnýzca Afganistan deðil, bölge ülkeleri de benzer kaygýlarý paylaþýyor. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Rusya ve Avrasya Dairesi Direktörü Celeste Wallander, bir süre önce ziyaret ettiði Kazakistan, Kýrgýzistan ve Özbekistan’da bu kaygýlarý gidermeye çalýþtýðýný söylüyor: “Sanýyorum, Amerika’nýn askerlerini çekiyor olmasý, bölgedeki ortaklarýmýzý tüm sorunlarýyla baþ baþa býrakýyormuþuz gibi genel ve talihsiz bir izlenime yol açýyor. Ziyaretlerim sýrasýnda bu kaygýlarý gidermeye çalýþtým. Kaygýlarý anlýyorum ama yersiz. Amerika’nýn Özbekistan, Kazakistan ve Kýrgýzistan’la iliþkileri çok güçlü. Ayrýca Afganistan’la güvenlik, ekonomi ve kalkýnma alanlarýnda iþbirliðini sürdürme, güçlü iliþkilerimize devam etme yönünde vaatlerimiz var. Diðer bir kaygý da güvenlikle ilgili. Güvenlik sorumluluðunu devretme konusunda yalnýzca Afganistan’la deðil, bölge ülkeleriyle ilgili de planlarýmýz var ve ziyaretlerim sýrasýnda bu planlarý ayrýntýlý bir þekilde anlatma fýrsatý buldum. Amerika, bölgedeki tüm ülkelere, kendi güvenliklerini saðlayacak kapasiteye ulaþma konusunda yardým etmeye her zaman hazýr. 2014 sonrasý hazýrlýklarýmýza baþladýk. Bölgedeki tüm ülkelerle güvenlik iliþkilerimiz var. Her ülke farklý olduðu için bu iliþkiler de kendine göre farklý. Her ülkenin farklý gereksinimleri ve çýkarlarý var. Bundan dolayý güvenlik iliþkilerimizi her ülkeye göre biçimlendiriyoruz. Sýnýr güvenliði mi önemli, modernizasyon çabalarý mý? Bu konularda bölgedeki ortaklarýmýza yardýma her zaman hazýrýz ve bu politikamýzý kendilerine iletme fýrsatý buldum.”

Bölgede belirsizliði arttýran bir baþka unsursa Rusya. Amerika’nýn, Moskova yanlýsý ayrýlýkçýlara destek vererek Ukrayna’yý karýþtýrmakla suçladýðý Rusya’nýn, bir sonraki adýmýný hangi ülkeye atacaðý bilinmiyor. Bu da eski Sovyet cumhuriyetleri arasýnda ciddi rahatsýzlýða yol açmýþ durumda: “Bu ülkelerin Rusya’yla uzun süredir devam eden kültürel baðlarý ve ortak geçmiþleri var. Bu iliþkilere bölgedeki halklar da, liderler de çok deðer veriyor. Amerika da buna saygý duymak zorunda. Ancak son ziyaretimde de edindiðim izlenim, Rusya’nýn aðýrlýðýný yalnýzca Ukrayna’ya deðil, Avrasya’da da hissettirmeye çalýþtýðý yönünde kaygý var. Baltýk devletlerinin kaygýlarý da ayný yönde. Rusya büyük bir ülke. Rusya’nýn, hareketlerinin komþularý tarafýndan kaygý, hatta korkuyla izlendiðini anlamasý gerek. Bunlar yersiz korkular deðil. Rusya’nýn Ukrayna’daki faaliyetleri bunun göstergesi. Bu doðal olarak Amerika’nýn politikalarýný etkiliyor. Çünkü biz de uluslararasý toplumun tüm üyelerinin egemenliði ve toprak bütünlüðüne güçlü bir þekilde destek verme konusunda kararlýyýz ve yýllardýr bu yönde çok yoðun çalýþtýk. Uluslararasý toplumun tüm üyelerinin eþit egemen güçler olarak muamele görmesi yönünde temel güvence ve anlayýþa sahip olmamýz gerekiyor. Uluslararasý toplumun üyeleri belki güçlü ya da zayýf olabilirler, ama uluslararasý hukuk karþýsýnda birbirlerine eþit egemen güçler olarak saygý duymak zorundalar. Her anlaþmazlýk eninde sonunda çözülür. Her kaygý görüþmeler yoluyla giderilebilir. Ama öncelikli olarak uluslararasý iliþkilerin temelini oluþturan saygýya dayanmak zorundayýz. Rusya’nýn Ukrayna konusunda bu ilkelere saygý göstermiyor olmasý, uluslararasý sistem içindeki ülkeleri kaygýlandýran bir unsur. Biz, bölgedeki ülkelerle iliþkilerimize yeni yatýrýmlar yapmaya çalýþýyoruz. Bölge ülkelerine düzenlediðimiz ziyaretlerde Amerika’nýn bu iliþkilere verdiði önemi vurguluyor ve ortaklarýmýzýn kaygýlarýna kulak veriyoruz.”

Celeste Wallender, Amerika’nýn Rusya politikalarýnda önemli bir otorite ve Baþkan Barack Obama’ya özel danýþmanlýk yapýyor. Amerika’nýn Sesi Özbekçe Bölümü’nün sorularýný yanýtlayan Wallender, Washington’un bölge politikalarýný belirlemede Rusya’nýn da etkisi olduðunu söylüyor, ama Moskova’nýn öncelikli tehdit olduðu görüþünü paylaþmýyor: “Lider konumunda olan bir ülke ne yazýk ki önündeki çok sayýda tehdide karþý hazýr olmak ve ciddiye almak zorunda. Afganistan konusundaki kaygýlarýn daha acil olduðuna inanýyorum. Ýstikrarsýzlýk ve belirsizlik beklentisi nasýl bir tehditle karþý karþýya kalacaðýmýzý da bilinmez kýlýyor. Rusya’nýn diðer komþularý üzerinde bir baský oluþturmasý, bir nebze bu ülkeden kaynaklanan belirsizlik kaygýlarýný tetikliyor. Bununla birlikte krizin yalnýzca Ukrayna’yla sýnýrlý kaldýðý yönünde genel bir kaný var. Rusya uzun vadede uðraþýlacak bir zorluk olarak karþýmýza çýkýyor. Bu da bize bölge ülkeleriyle iliþkilerimizi güçlendirmede zaman kazandýrýyor.”

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Rusya ve Avrasya Dairesi Direktörü Celeste Wallander, bölgesel önceliklerinin Kazakistan, Kýrgýzistan ve Özbekistan gibi ülkelerle var olan iliþkileri daha saðlam bir düzeye oturtmak olduðunu belirtiyor.

__________________
Yatýrým Tavsiyesi Deðildir.

[Ertuðrul]

“Ne Suriye'deki iç savaþ ne de Irak'taki ‘Ýslam Devleti'nin barbarlýklarý bizi ilgilendirir, diye düþünenler durumu artýk anlamýþ olmalý. Karakuþ ya da Sincar buradan ne kadar uzak olursa olsun, orada olanlar Almanya'yý da etkiliyor. ‘Ýslam Devleti' sempatizanlarý Herford'da sokaðýn ortasýnda Yezidilere saldýrdýðýndan beri artýk Karakuþ, Sincar ve Herford'u birbirinden ayýrmak mümkün deðil. Bu ülkede siyaset kurumu ve dernekler, bir tehlike yaratmayacaðý yanlýþ kabulünden hareketle, Selefist cihatçý nefret kültürünü haddinden fazla zamandýr eylemsiz bir biçimde izlemekle yetindi. Yerel siyasetçilerin, güvenlik makamlarýnýn iþi baþýndan aþkýn diyerek bu tehdidi küçük göstermesi tüyler ürperticiydi.”

__________________
Yatýrým Tavsiyesi Deðildir.

[Ertuðrul]

Ýsrail Dýþiþleri Bakaný Liberman’ýn, ABD Dýþiþleri Bakaný John Kerry'i telefonla arayarak “Ýsrail þu ana kadar Baþbakan Erdoðan’ýn Ýsrail’e karþý suçlamalarýna cevap vermekten kaçýndý. Seçimlerden sonra da bu saldýrýlar sona ermezse Ýsrail cevap verecek” dediði bildirildi.

Ýsrail Dýþiþleri Bakanlýðý tarafýndan yapýlan yazýlý açýklamada, Ýsrail Dýþiþleri Bakaný Avigdor Liberman’ýn Kerry’yi telefonla arayarak önceki gece yaptý görüþmede John Kerry’e ABD’nin Ýsrail’e Birleþmiþ Miletler Genel Kurulu'nda önceki gün yapýlan oturumda Ýsrail karþýtý baðlayýcý kararýn önlenmesine karþý verdiði kesin destekten dolayý teþekkür ettiði bildirildi.
Liberman’ýn görüþme sýrasýnda ayrýca Türkiye konusuna da deðinerek, “Ýsrail, Türkiye ile gerginliði týrmandýrmak istemiyor. Ýsrail þu ana kadar Baþbakan Erdoðan’ýn Ýsrail’e karþý suçlamalarýna ve sert beyanatlarýna cevap vermekten kaçýndý. Umarým gelecek hafta sonu yapýlacak seçimlerden sonra bu saldýrýlar sona erer. Eðer ermezse Ýsrail cevap verecek” dediði ifade edildi.
Ýsrail ve Türkiye arasýnda Mavi Marmara sonrasý kopan iliþkiler, ABD Baþkaný Obama’nýn geçen yýl Ýsrail’e yaptýðý gezi sýrasýnda, Ýsrail Baþbakaný Netanyahu’nun, Baþbakan Erdoðan’ý telefonla arayarak özür dilemesi ile iliþkilerin normalleþmesi yönünde baþlatýlan görüþmeler, Ýsrail’in Gazze üzerinde yaptýðý ablukayý kaldýrma þartýna karþý çýkmasý nedeniyle yeniden çýkmaza girmiþti.

__________________
Yatýrým Tavsiyesi Deðildir.

[Ertuðrul]

Batý Avrupa basýný, Rusya’nýn ilan ettiði gýda yaptýrýmlarýyla ilgili Avrupalý tarým üreticilerinin kaygýlarýna ve neredeyse paniðe dönüþen tepkisine dikkat çekiyor.

Basýna göre AB’nin yaptýrýmlarýna yanýt olarak kabul edilen tüm bu tedbirler, Avrupa’da ekonomik krize ivme kazandýrabilecek. Oysa çoðu Avrupa ülkesinde ekonomilerin zaten durgunluk eþiðinde olduðu kaydedildi.
Fransýz gazetesi Le Monde, “Rusya uluslararasý yaptýrýmlara yanýt veriyor” baþlýðýyla verdiði haberde, Rusya’nýn resmen yaptýrým savaþýna girdiðini belirtti.
AB’den tazminat talep etmeyi planlayan Yunan meyve ve sebze ihracatçýlarý da alarm çalýyor. Deðerlendirmelerine göre Rusya’nýn getirdiði ambargo, bu yýlýn meyve ve sebze hasadýný yok edecek.
Alman Spiegel gazetesi, Alman þirket Rheinmetall’in “öfkeli” tepkisine dikkat çekiyor. Þirket, Mulin’de askeri eðitim merkezinin yapým projesinin iptal edilmesi nedeniyle Almanya hükümetinden tazminat talep edecek. Zararýný 20 milyon avro olarak hesaplayan Rheinmetall, Almanya Ekonomi Bakaný Sigmar Gabriel’e sert eleþtiriler yöneltti.
Avusturya’nýn Der Standard gazetesi, Rusya’nýn verdiði yanýtýn, Avrupa Birliði’ndeki tüm gýda üreticilerini tehdit ettiðini yazdý. Geçtiðimiz yýl Rusya’ya 238 milyon avroluk ihracatta bulunan Avusturya þirketlerine de darbe indirildiði ifade edildi. Ülkedeki çifti birliklerin, hem Avusturya hükümetinden hem de Avrupa Birliði’nden tazminat talep edeceði kaydedildi. Çifçiler, Baþbakan Werner Faymann’ý yaptýrýmlardan yana oy kullanarak Avusturyalý üreticileri tehlikeye atmakla suçladý.
Rusya’nýn ambargosundan en çok, Rusya’ya süt ürünlerini tedarik eden Fin þirketler etkilenecek. Finlandiya Baþbakaný Alexander Stubb, ihracattaki iptallerin ekonomik krizi tetikleyebileceðini açýkladý. Bu baðlamda ülkenin Brüksel’den tazminat talep etmeye hazýrlandýðýný vurguladý.

__________________
Yatýrým Tavsiyesi Deðildir.

[Ertuðrul]

Rusya, ABD ve AB'den tarým ve gýda ürünleri ithalatýna yasak koydu. Kararýn ardýndan Türkiye’nin bu alanda Moskova ile iþbirliðini arttýracaðý yönündeki haberler ön plana çýktý.


Rusya Bitki Koruma ve Karantina Federal Servisi Rosselhoznadzor Baþkaný Sergey Dankvert, yarýn Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Bakanlýðý Müsteþarý Nihat Pakdil ile bir telefon görüþmesi yapacak. Rus kurumundan yapýlan açýklamaya göre, Dankvert ve Pakdil, Türkiye'den Rusya’ya meyve ve sebze sevkiyatýnýn arttýrýlmasýný konuþacak.
Rusya, Türkiye'den süt ürünleri de ithal edecek
Öte yandan Sergey Dankvert, Türkiye’den süt ürünleri alacaklarýný da ifade etti. Dankvert, “Daha önce Türkiye süt ürünlerinin Rusya’ya ithalatýndan yanaydý. Ama biz bu konuya hazýr deðildik. Bugün ise Rusya piyasasýný Türk süt ürünlerine açýyoruz” dedi.
Moskova merkezli Rus Türk Ýþadamlarý Birliði (RTÝB) Baþkaný Naki Karaaslan ise Türkiye'nin açýðý kapatacak önemli ülkelerden biri olduðunu belirterek, Ankara'nýn bu þansý iyi kullanmasý gerektiðini vurguladý.
Brezilya, Rusya’ya ihracatý arttýrmaya hazýr
Brezilya Hayvansal Protein Birliði Baþkaný Francisco Turra, Brezilya te sanayiinin Rus pazarýndaki ABD'li ihracatçýlarýn yerini almaya hazýr olduðunu açýkladý. Brezilya'nýn Rusya'ya yýlda 60 bin ton tavuk eti ihraç ettiðini belirten Turra, bu rakamý 210 bin tona çýkarabileceklerini ifade etti.
Rusya, et konusunda sýkýntý yaþamamak için geçtiðimiz günlerde Brezilya'da 5 þirkete ihracat izni vermiþti. Brezilyalý þirketler Rusya'ya geçen sene toplam 1,2 milyar dolarlýk et ihracatý gerçekleþtirmiþti.
Arjantin, Rusya’ya ihracat için çözüm arayacak
Arjantinli et üreticileri, Rusya'ya ihracatý arttýrmak istediklerini belirterek, Moskova'yý Buenos Aires yönetimi ile masaya oturmaya çaðýrdý. Arjantin Et Sanayii Odasý Baþkaný Miguel Sciariti, "Arjantin yönetiminin et ihracatýna yasak koymasýna raðmen, Rusya ile iþbirliðini geliþtirmek istediklerini belirterek, "Bunun için Arjantin yönetimi kararýný gözden geçirmeli. Ayrýca Rusya ve Arjantin arasýnda diplomatik çalýþmalar yürütülmeli" dedi.
Arjantin hükümeti, daha önce aldýðý kararla et ve et ürünlerinin yurtdýþýna ihraç edilmesini yasaklamýþtý.

__________________
Yatýrým Tavsiyesi Deðildir.