FOREX FORUM TR (FOREX KNOWLEDGE CENTER) path
Go Back   FOREX FORUM TR (FOREX KNOWLEDGE CENTER) > Beginners in the forex
Beginners in the forex Information for those new to Forex will be shared in this title.
Reply
 
Thread Tools
  #1  
Old 01-19-2012, 22:14
kaisersoze's Avatar
kaisersoze kaisersoze is offline
Site Üyesi
 
Join Date: Sep 2011
Location: Antalya
Posts: 944
kaisersoze is on a distinguished road
Default Kaiser's Blog

Bu bölümde kendi bloğumda ve diğer sayfalarda paylaştığım ve değerli olduğunu düşündüğüm yazıları paylaşmayı düşünüyorum.

Bu vesile ile forex dünyasına yeni başlayan arkadaşların en azından bu yazıyı okudukdan sonra bir kez daha düşünüp gerçekten bu piyasada ayakta durabilir miyim diye kendilerine sorduktan ve bunun muhakemesini yaptıktan sonra bu piyasaya adım atmak için karar vermelerine yardımcı olma adına yararlı olacağını düşünüyorum.

Konu ile ilgili daha farklı yaklaşımları ve yazıları olan deneyimli arkadaşlar da bu başlık altında yazılarını kendilerine ait olduğunu da belirterek paylaşabilirler.
__________________
(Yazdıklarım tamamen kendi düşüncelerim olup yatırım tavsiyesi değildir.)

Bilgi paylaşıldıkça değer kazanır.

H.G.
Reply With Quote
  #2  
Old 01-19-2012, 22:20
kaisersoze's Avatar
kaisersoze kaisersoze is offline
Site Üyesi
 
Join Date: Sep 2011
Location: Antalya
Posts: 944
kaisersoze is on a distinguished road
Default Forex'te %95 kaybeder mi?

Uzun zaman önce de okuduğum bu yazıyı sizlerle de paylaşmak istedim.
Kaynağı tam olarak bilinmemekle beraber dikkatle okumanızı tavsiye ederim.


İflas eden trader oranında en önemli olgu, zamandan bağımsız olarak bu oranın sabit kalmasıdır.
Halbuki traderlar zaman içerisinde çok daha gelişkin koşullara sahip oldular. Artık traderlar kompleks TA(Teknik Analiz) programlarıyla, sofistike bilgisayar sistemleriyle, 1 sn. de ekrana gelen dünyadaki tüm piyasaların verileriyle işlem yapmaktadırlar. Tüm bu avantajlarına rağmen büyük oranda trader kaybetmekte ve iflas etmektedir. Dolayısıyla problem, teknolojideki gelişimi tradinglerine eklemlemelerinden çok daha derindedir. Neden traderların büyük çoğunluğunun kaybettiklerinin cevabı sanki pandora kutusunu açmaya benzer. Oysaki nedenler çoğunlukla çok basittir.
İnsanlar trade etmeye ilk başladıklarında iki yoldan birini izlerler.
İlk grup sadece neyi takip
ettiğine odaklanır ya da bir çok kaynaktan tüyolar, ipuçları yakalamaya çalışır. Tahmin edileceği
gibi bu gruptakiler uzun süre kalıcı olamazlar.
İkinci grup ise biraz daha sofistikedir. Onlar Holy
Grail’i ( piyasalarda başarınızın sürekli ve kesin olmasını sağlayan indikatör) aramaya girişirler.
Oysa ki bu sihirli indikatör hiç varolmamıştır ve bu traderler bu beyhude arayış için kendilerini paralar dururlar. Kimi traderlar yeni TA paketleri alırlar ya da bulmaya çalışırlar, kimileri internette son çıkan indikatörü bulmak için saatler harcar veya bilgisayarın rengini değiştirerek başarı şansını arttıracaklarına inanırlar. Gerçekte olması gereken bu tarz bir ‘Holy Grail’ ve sistem oluşturma arayışının traderın zamanının en fazla %10 unu almasıdır. Oysaki pek çok trader tüm enerjilerini sistem oluşturmaya odaklanarak harcamakta, özellikle de entry (giriş) sinyallere odaklanmaktadır. Oysaki ‘alım sinyali’ trading sistemlerinin küçük bir parçası hatta çoğu zaman önemsiz bir parçasıdır.

Bi çoğunuz alım sinyali için söylediklerimi kabullenmiyorsunuzdur, ancak aşağıda yazacaklarımı okuyarak karar verin. Eğer piyasalarda tamamen tesadüfi hareket ediyorsanız başarı şansınız %50 dir, yani ikiye bir beklentiniz vardır. Kaybettiğiniz her bir dolara karşı 2 dolar kazanmalısınız ki tradinge devam edebilesiniz. ‘The Turtles’ diye tanınan bir grup e-trader, sistemleri sadece %30 başarı ile oluşmasına rağmen dünyanın en başarılı traderlarından oluşmuşlardır. Eğer inanmıyorsanız basit bir hesapla dediklerimi sınayabilirsiniz, 10.000 dolarla başlayıp ilk işleminizde %10 kaybedip bir sonraki işlemde %20 kazandığınızı
varsayarsak bu işlemi defalarca tekrarlarsanız hesabınızın ne kadar ne kadar büyük boyutlara ulaştığını göreceksiniz. Bu basit yaklaşımın gösterdiği gibi alım noktası, bizim başarımızı belirleyen bir unsur değildir.
Trader ne kazanacağına karar vermelidir, kaç kere haklı çıkacağına değil. Çünkü doğru çıkmanın ne kadar kazanacağınızla çok ta fazla ilgisi yoktur. Buna rağmen traderların çoğu giriş-alım noktasına saplantılıdır, sürekli oraya odaklanmışlardır, her biri ümitsiz bir haklı çıkma gayreti içindedir. Bu durum, traderın egosunun pençesine düştüğünün bir sinyali, yokoluşa sürüklendiğinin erken uyarılarıdır. Sistem oluşturma entry sinyalinin çok ötesindedir. Mekanik trading sisteminin özü, sistemin beklenti kavramının oluşturulmasıdır. Yani her bir işlemde ne kazanabileceğinize karşın her bir işlemde ne kaybedeceğiniz…Hangi sıklıkta işlem yaptığınız da sistemde yer tutar. Eğer çok büyük bir beklentiniz varsa, sistem örneğin senede 1 kez sinyal üretebilir. Son olarak satım kriteriniz nedir? Pozisyona girmek kolaydır diğer yandan çıkış-satım noktanız sizin kazanacağınız parayı belirler. Şu son derece açık olmalıdır, sistem dizaynı sihirli bir sistem arayışından çok daha ötesi, piyasalarda kalıcı olmak için kapsamlı bir yaklaşım oluşturma çabasıdır. Halbuki saydığım sistem oluşturma özellikleriniz’in trading zırhınızın sadece küçük bir kısmını oluşturur. Başarılı olmanızın ANA kriteri para yönetimi ve psikolojidir. Kendi adıma kesinlikle eminim ki, trading finansal bir unsurdan çok psikolojik bir çabadır.

Traderların bir çok sebep için sistem oluşturmaya odaklanırlar. Tüm teknik analiz programları alım-satım sinyali oluşturmanın ötesinde fazla bir şey içermezler, çünkü durum ‘ideal’ indikatörü ararken manipüleyi çok olanaklı kılar. Bunun ne kadar anlamsız olduğunu görmek için fibonacci sayılarını ele alalım. Pek çok trader indikatörlerinde default olarak bu sayıları kullanır, halbuki 13 günlük HO nasıl 12 ya da 14 günlükten daha muhteşem sonuçlar üretebilir ki? Böyle yaparak traderler piyasaların gizemini kavrayarak, mutlaka keşfetmek zorunda hissettikleri piyasa sırlarına vakıf olabileceklerini sanırlar. Traderların alım sinyaline konsantre olmalarının ikinci nedeni ise daha önceden de belirttiğim gibi haklı çıkma kaygılarından kaynaklanır. Bilindiği gibi hepimiz egoya sahibiz ve aldığımız tüm kararlarda bu duygusal dürtüyle etkileniriz. Yanlış sonuçlanan pozisyonların, haklı çıkılanlardan
daha fazla olacağı gerçeği ile kalmak bizim için cidden zordur, oysaki olan hep te budur. Örnek olsun diye, giriş sinyallerinde en çok kullanılan yöntemlerden hareketli ortalamalarda doğru pozisyon alma oranı %50 nin altındadır. Bu yüzden de bizi her zaman haklı çıkaracak bir sitem arayışıyla bu dengesizliği aşmaya gayret ederiz. Ve böylece bu trading gerçeği nedeniyle traderler kendi egolarını besler, korur ve büyütürler.


Traderların giriş sinyali için pek çok beyhude saatler harcamasının üçüncü nedeni ise mükemmel girişlerin kontrol ve hakimiyet sağlayacağı yanılsamasıdır. Traderların her nasılsa giriş sinyalinin onlara piyasaları kontrol etme ve yenme hakimiyeti sağlayacağını düşünürler. Bu durum sayısal lotoda kimi özel numaraları, rastgele seçilmiş numaraları kullanmaya tercih etmelerine benzetebiliriz. Halbuki sayısal lotoda seçilmiş özel numaralar ya da rastgele numaralar da kullansanız kazanma şansınız eşittir. Yaklaşık aynı gerçek, hareketli ortalamalarınızda gün sayılarını seçerken ister fibonacci sayılarını ister diğerlerini kullanarak göreceğiniz gibi, sizin trading teki başarı ya da kayıp oranınızı değiştirmez, değiştiremez. Sizlerde bir trading sistemi oluşturmanın anlamsız olduğu gibi bir düşünce oluşturmak istemiyorum, elbette traderların bir giriş sinyali formuna ihtiyaçları vardır. Oluşan trendleri saptamaya, hangi koşullarda girerek ne tür beklentilerimiz olmalı gibi analizlere ihtiyacımız olduğu da bir gerçektir. Fakat salt giriş sinyaline odaklanarak, sistemin diğer kompleks unsurlarını ve çok önemli
para yönetimi ve trading psikolojisini es geçmek, gözardı etmek, önemsememek en büyük hatadır. Uzun verimli başarılı trader olmanın bu en önemli iki unsurunu artık traderlar anlamaya başlamalıdır. Bu unsurları yok sayarak salt ‘Holy Grail’ arayışına konsantre olmak, kesinlikle sizi de hiç para kazanamayan %80 nin arasına katacaktır.


Bir Teknik Analistin Düşmanları ise aşağıdakilerdir.

1)Duygusallık,

2)Grafikte var olanı değil alt benlikte var olanı görmek,

3)Sistemi Dışında hareket etmek,

4)Sonuçlarla değil sebeplerle ilgilenmek,

5)Hatalarından ders almamak,

6)Sat sinyalinin aynı zamanda alma sinyalide olduğunu unutmak,

7)Al sinyalinin aynı zamanda tut sinyalide olduğunu unutmak
__________________
(Yazdıklarım tamamen kendi düşüncelerim olup yatırım tavsiyesi değildir.)

Bilgi paylaşıldıkça değer kazanır.

H.G.
Reply With Quote
  #3  
Old 01-19-2012, 22:21
kaisersoze's Avatar
kaisersoze kaisersoze is offline
Site Üyesi
 
Join Date: Sep 2011
Location: Antalya
Posts: 944
kaisersoze is on a distinguished road
Default Çinli Lao Tzu amcamın öğütleri.

Çin düşünürü Lao Tzu'nun öyküsü........


Köyün birinde bir yaşlı adam varmış. Çok fakirmiş ama
Kral bile onu kıskanırmış... Öyle dillere destan bir beyaz atı
varmış ki, Kral bu at için ihtiyara nerdeyse hazinesinin
tamamını teklif etmiş ama adam satmaya yanaşmamış..

"Bu at, bir at değil benim için; bir dost, insan
dostunu satar mı" dermiş hep. Bir sabah kalkmışlar ki,
at yok. Köylü ihtiyarın başına toplanmış: "Seni ihtiyar bunak,
bu atı sana bırakmayacakları, çalacakları belliydi. Krala
satsaydın, ömrünün sonuna kadar beyler gibi yaşardın.
Şimdi ne paran var, ne de atın" demişler...

İhtiyar: "Karar vermek için acele etmeyin" demiş.
"Sadece at kayıp" deyin, "Çünkü gerçek bu.
Ondan ötesi sizin yorumunuz ve verdiğiniz karar.
Atımın kaybolması, bir talihsizlik mi, yoksa bir şans mı?
Bunu henüz bilmiyoruz. Çünkü bu olay henüz bir başlangıç.
Arkasının nasıl geleceğini kimse bilemez."

Köylüler ihtiyar bunağa kahkahalarla gülmüşler.
Aradan 15 gün geçmeden at, bir gece ansızın dönmüş...
Meğer çalınmamış, dağlara gitmiş kendi kendine.
Dönerken de, vadideki 12 vahşi atı peşine takıp getirmiş.
Bunu gören köylüler toplanıp ithiyardan özür dilemişler.
"Babalık" demişler, "Sen haklı çıktın. Atının
kaybolması bir talihsizlik değil adeta bir devlet kuşu
oldu senin için, şimdi bir at sürün var.."

"Karar vermek için gene acele ediyorsunuz"
demiş ihtiyar. "Sadece atın geri döndüğünü söyleyin.
Bilinen gerçek sadece bu. Ondan ötesinin ne getireceğini
henüz bilmiyoruz. Bu daha başlangıç.
Birinci cümlenin birinci kelimesini okur okumaz
kitap hakkında nasıl fikir yürütebilirsiniz?"

Köylüler bu defa açıkçn ihtiyarla dalga geçmemişler
ama içlerinden "Bu herif sahiden gerzek" diye geçirmişler...
Bir hafta geçmeden, vahşi atları terbiye etmeye çalışan
ihtiyarın tek oğlu attan düşmüş ve ayağını kırmış.
Evin geçimini temin eden oğul şimdi uzun zaman
yatakta kalacakmış. Köylüler gene gelmişler ihtiyara.
"Bir kez daha haklı çıktın" demişler.

"Bu atlar yüzünden tek oğlun, bacağını uzun süre
kullanamayacak. Oysa sana bakacak başkası da yok.
Şimdi eskisinden daha fakir, daha zavallı olacaksın"
demişler. İhtiyar "Siz erken karar verme
hastalığına tutulmuşsunuz" diye cevap vermiş.

"O kadar acele etmeyin. Oğlum bacağını kırdı.
Gerçek bu. Ötesi sizin verdiğiniz karar. Ama acaba
ne kadar doğru. Hayat böyle küçük parçalar halinde
gelir ve ondan sonra neler olacağı size asla bildirilmez."

Birkaç hafta sonra, düşmanlar kat kat büyük bir ordu
ile saldırmış. Kral son bir ümitle eli silah tutan
bütün gençleri askere çağırmış. Köye gelen görevliler,
ihtiyarın kırık bacaklı oğlu dışında bütün gençleri
askere almışlar. Köyü matem sarmış. Çünkü savaşın
kazanılmasına imkân yokmuş, giden gençlerin ya
öleceğini ya da esir düşeceğini herkes biliyormuş.

Köylüler, gene ihtiyara gelmişler... "Gene haklı
olduğun kanıtlandı" demişler. "Oğlunun bacağı kırık
ama hiç değilse yanında. Oysa bizimkiler,
belki asla köye dönemeyecekler. Oğlunun bacağının
kırılması, talihsizlik değil, şansmış meğer..."

"Siz erken karar vermeye devam edin" demiş,
ihtiyar. "Oysa ne olacağını kimseler bilemez.
Bilinen bir tek gerçek var. Benim oğlum yanımda,
sizinkiler askerde... Ama bunların hangisinin talih,
hangisinin şnssızlık olduğunu sadece Allah biliyor."



Lao Tzu, öyküsünü şu nasihatla tamamlamış:

"Acele karar vermeyin.
Hayatın küçük bir dilimine bakıp
tamamı hakkında karar vermekten kaçının.
Karar; aklın durması halidir.
Karar verdiniz mi, akıl düşünmeyi,
dolayısı ile gelişmeyi durdurur.
Buna rağmen akıl,
insanı daima karara zorlar.
Çünkü gelişme halinde olmak
tehlikelidir ve insanı huzursuz yapar.
Oysa gezi asla sona ermez.
Bir yol biterken yenisi başlar.
Bir kapı kapanırken, başkası açılır.
Bir hedefe ulaşırsınız ve
daha yüksek bir hedefin hemen
oracıkta olduğunu görürsünüz."
__________________
(Yazdıklarım tamamen kendi düşüncelerim olup yatırım tavsiyesi değildir.)

Bilgi paylaşıldıkça değer kazanır.

H.G.
Reply With Quote
  #4  
Old 01-19-2012, 22:22
kaisersoze's Avatar
kaisersoze kaisersoze is offline
Site Üyesi
 
Join Date: Sep 2011
Location: Antalya
Posts: 944
kaisersoze is on a distinguished road
Default Harun Reşit.. (Güzel bir yazı)

Bugün piyasa oyuncularının yoğun bir şekilde etkin olduğu fx piyasasında pastadan sizce ne kadar pay alabiliriz?


Abbasi hükümdarlarından Harun Reşit’in kardeşi Behlül Dane varmış. Harun Reşit günün birinde sefere giderken yerine kardeşini vekil bırakır. Eline de büyük bir miktar para bırakır. Ben yokken insanlardan ihtiyaç duyanlara bundan verirsin der. Kardeşi gittikten sonra Behlül düşünür taşınır, sonunda şehrin bütün zenginlerini sarayda özel bir yemeğe davet eder. Ziyafetten sonra kardeşinin bıraktığı parayı da onlar arasında zenginlikleri nisbetinde yani daha zengine daha fazla para olacak şekilde dağıtır. Harun Reşit geri döner. Parayı ne yaptığını sorar. Behlül de zenginlere dağıttığını söyler. Kardeşi sen ne yaptın diye çıkışınca da Behlül, masum bir şekilde, baktım ki der Allah onlara vermiş, fakirlere vermemiş, ben de O daha iyi bilir diye düşündüm ve parayı zenginlere dağıttım diye cevap verir.
__________________
(Yazdıklarım tamamen kendi düşüncelerim olup yatırım tavsiyesi değildir.)

Bilgi paylaşıldıkça değer kazanır.

H.G.
Reply With Quote
  #5  
Old 01-21-2012, 22:47
musti05 musti05 is offline
Site Üyesi
 
Join Date: Oct 2011
Location: tokat
Posts: 213
musti05 is on a distinguished road
Default

sayın kaisersoze paylaşımlarınız için teşekküler. gerçekten güzel şeyler hem forex hem hayatımız adına. kazanmanın birinci şartı tabiki psikoloji. aslında rakip kendimiz ,egomuz.ancak kendimizi bu yönde nasıl geliştirebiliriz. işlem psikolojisi adına tavsiyeleriniz var mı? çok güzel bir konuya değinmişsiniz. merakla bekliyorum paylaşımlarınızı.
Reply With Quote
  #6  
Old 01-22-2012, 16:21
doganeres doganeres is offline
Site Üyesi
 
Join Date: Sep 2011
Posts: 140
doganeres is on a distinguished road
Default Solomon

Bende bir hikaye paylaşmak istedim.

Eski zamanda Solomon adlı bir tüccar varmış. Ahmet de yanında çalışan bir çırakmış.

Zengin bir tüccar olan Solomon arkadaşlarıyla sohbet ederken, ve benzeri durumlarda süreki "Para parayi çeker be kuzum." der dururmuş. Koskoca kasasında paraları koyacak yer bulmakta zorlanırmış.

Günün birinde çırak Ahmet gerçekten paranın parayı çekip çekmediğini denemeye karar vermiş. Solomon dışarı çıktığı bir zaman, bir yolunu bulup kasayı açmış ve cebindeki bozukluğu karşısında duran para yığınına doğru tutup banknotların elindeki paraya doğru çekilmesini beklemeye başlamış. Birkaç dakika beklemiş, tabii paraları çekememiş. Bu sırada dükkanın kapısı gıcırdamış, gelen Solomonmuş. Bu durumda yakalanma telaşı ile alelacele kasayı kapatmaya çalışan Ahmet, elindeki parasını da (aslında cebindeki tüm para bu kadarmış) kasanın içine düşürüp, kasayı kapatmış ve böylece parasını kasaya kaptırmış.

Olayın sonunu gören Solomon ne olduğunu sormuş ve Ahmet de saf saf durumu anlatmaya başlamış. "Usta sen sürekli 'Para parayı çeker' dersin ben de bunu denemek istedim...ve sonuçta elimdeki parayı da kaybettim."

Solomon gülerek şöyle demiş: "Evladim, para parayi çeker, çeker ama buyuk para küçük parayi çeker..."

solomon kendisi birdenmi zengin omus ki? ilk 1 centini ne zaman kazanmis? ve bu sekle nasil gelmis?Pazardaki bütün limoncular gün sonunda ödenmek üzere 5 TL'den aldıkları bir sandık limonu pazarda 10 TL'ye satarmış. Sonraları Solomon da bu işe başlamış, fakat o 5 TL'den alıp 5 TL'ye satıyormuş. Diğer bütün limoncular hiç satamadıkları için sinir oluyorlarmış.
Artık dayanamayıp Solomon'a sormuşlar:
- Sen de, biz de aynı yerden limon alıyoruz. Sen neden aldığın fiyata satıyorsun. Ne akla hizmet?
Solomon:
-Sandık bana kalıyor.
Reply With Quote
  #7  
Old 01-22-2012, 17:21
kaisersoze's Avatar
kaisersoze kaisersoze is offline
Site Üyesi
 
Join Date: Sep 2011
Location: Antalya
Posts: 944
kaisersoze is on a distinguished road
Default

Quote:
Originally Posted by musti05 View Post
sayın kaisersoze paylaşımlarınız için teşekküler. gerçekten güzel şeyler hem forex hem hayatımız adına. kazanmanın birinci şartı tabiki psikoloji. aslında rakip kendimiz ,egomuz.ancak kendimizi bu yönde nasıl geliştirebiliriz. işlem psikolojisi adına tavsiyeleriniz var mı? çok güzel bir konuya değinmişsiniz. merakla bekliyorum paylaşımlarınızı.
Rica ederim sayın musti05,

Aslında burada şöyle yazıp da bilinen şeyleri yazıp tekerrür etmenin bir anlamı yok. Hepsi bildiğimiz şeyler.. En önemlilerinden biri de R/K oranını iyi ayarlamak. Yani yatırım yaptığınız miktarın ne kadarını riske edebilirsiniz. Piyasada uygun görülen risk oranı %5'dir. Peki bunu nasıl uygularsınız.

Yatırım yapmak istediğiniz tutar ile bir paritede (örn EURUSD 1.29) short pozisyonu açtınız ve beklentiniz dahilinde 1.25 seviyesini hedefliyorsunuz. Burada hedef (TP) yaptığınız analize göre değerlendirmelisiniz. SL miktarını ise dilerseniz yaptığınız teknik analiz ile dilerseniz az önce bahsetmiş olduğum %5 risk yönetmi ile yapabilirsiniz.

Örneğimizle devam edelim. 1.29 seviyesinde pozisyonumuzu açtık. Yatırım için ilgili brokere yatırdığımız teminat ise örn 10.000 usd olsun. 10.000* %5=500 usd yapar. Yani ben 1.29'dan pozisyonumu açtığımdan itibaren 500 usd kaybetmeyi göze almışım demektir. Bunu açtığınız lot miktarına göre ayarlayabilirsiniz. Buna da bir örnek verecek olursam;

1 lotluk pozisyon açmanız durumunda 1 lot için her pip=10 usd.

10 usd*x=500 usd (Burada x riske atacağımız pip sayısı)

x=50 pip. Yani 1.29 seviyesinden 1 lot pozisyon açtığımızda stop seviyemizi 1.2950 seviyesine yetleştirebiliriz.


0.1 lotluk pozisyon açmanız durumunda ise 0.1 lot için her pip=1 usd

1 usd*x=500 usd

x=500 pip. Yani 1.29 seviyesinden 0.1 lot pozisyon açtığımızda stop seviyemizi 1.34 seviyesine bırakıp uzun vadeli poz olarak değerlendirebiliriz.

Bunları daha bir çok şekilde çeşitlendirmek mümkün. Dileyen 500 usd'lik riski 5'e de bölebilir. Yani 50 pip Kademeli olarak pozisyonlar açarak totalde 4 poz ve 0.4 lot 1.29'dan 1.31'e kadar kademeli satış gibi.. Örnek olması bakımından aşağıya bir şema çizdim.

Pozisyonlar TP Lot SL SL (Pip)
Emir 1 1,2900 1,2500 0.1 1,31 200 pip
Emir 2 1,2950 1,2500 0.1 1,31 150 pip
Emir 3 1,3000 1,2500 0.1 1,31 100 pip
Emir 4 1,3050 1,2500 0.1 1,31 50 pip
Toplam 500 Pip

Daha bunun gibi bir çok şeyi burada paylaşabiliriz. Yeterki sorular sorulsun cevaplar aransın.

syg..
__________________
(Yazdıklarım tamamen kendi düşüncelerim olup yatırım tavsiyesi değildir.)

Bilgi paylaşıldıkça değer kazanır.

H.G.
Reply With Quote
  #8  
Old 01-22-2012, 18:19
kaisersoze's Avatar
kaisersoze kaisersoze is offline
Site Üyesi
 
Join Date: Sep 2011
Location: Antalya
Posts: 944
kaisersoze is on a distinguished road
Default

Solomon bana sanki yahudi tüccarları anımsattı. Kim bilir, belki de kendisi yahudi olabilir..

Günün birinde iki yahudi bir kumaş türü bulmuşlar ve bunu pazarlamaya çalışıyorlarmış. Derken günün birinde Türk bir subay gelmiş ve bunlara haki renkte bir kumaş aradığını ve kabul görülürse bütün askeriyenin bu kumaşlar ile giysilerinin dikileceğini söylemiş. Yahudi tüccarlar heyecanlanmış, peki demişler biz kabul edildiğini nasıl anlayacağız.

Türk subay; Şimdi bu kapıdan çıktığımdan itibaren 2 gün içinde bir telgraf alırsanız kumaşlar kabul edilmemiş sayılacaktır. Eğer ki 2 gün içinde herhangi bir telgraf almazsanız bu kumaşlar kabul edilmiş sayılacak ve ilk iki yüzbin adet elbise için sipariş verilecek demiş ve kapıdan çıkmış.

Yahudi tüccarlar iki gün boyunca telaş ve merak içinde beklemişler. Derken ikinci günün sonuna doğru ileriden bir postacı yavaş yavaş geliyormuş. Tüccarlardan biri diğerine demiş, postacı göründü sanırım bu iş olmayacak.

Ve postacı kapıya dayanmış, tüccarlardan biri kapıyı telaş ve hüzün içinde açmış, gelen telgrafı okumaya başlamış ve birden oleyy diye bağırmaya başlamış. Diğer tüccar meraklanmış ve sormuş

-Ne oldu, kabul edilmiş mi?

Diğer tüccar: müjde Marko baban ölmüş..!!


Quote:
Originally Posted by doganeres View Post
Bende bir hikaye paylaşmak istedim.

Eski zamanda Solomon adlı bir tüccar varmış. Ahmet de yanında çalışan bir çırakmış.

Zengin bir tüccar olan Solomon arkadaşlarıyla sohbet ederken, ve benzeri durumlarda süreki "Para parayi çeker be kuzum." der dururmuş. Koskoca kasasında paraları koyacak yer bulmakta zorlanırmış.

Günün birinde çırak Ahmet gerçekten paranın parayı çekip çekmediğini denemeye karar vermiş. Solomon dışarı çıktığı bir zaman, bir yolunu bulup kasayı açmış ve cebindeki bozukluğu karşısında duran para yığınına doğru tutup banknotların elindeki paraya doğru çekilmesini beklemeye başlamış. Birkaç dakika beklemiş, tabii paraları çekememiş. Bu sırada dükkanın kapısı gıcırdamış, gelen Solomonmuş. Bu durumda yakalanma telaşı ile alelacele kasayı kapatmaya çalışan Ahmet, elindeki parasını da (aslında cebindeki tüm para bu kadarmış) kasanın içine düşürüp, kasayı kapatmış ve böylece parasını kasaya kaptırmış.

Olayın sonunu gören Solomon ne olduğunu sormuş ve Ahmet de saf saf durumu anlatmaya başlamış. "Usta sen sürekli 'Para parayı çeker' dersin ben de bunu denemek istedim...ve sonuçta elimdeki parayı da kaybettim."

Solomon gülerek şöyle demiş: "Evladim, para parayi çeker, çeker ama buyuk para küçük parayi çeker..."

solomon kendisi birdenmi zengin omus ki? ilk 1 centini ne zaman kazanmis? ve bu sekle nasil gelmis?Pazardaki bütün limoncular gün sonunda ödenmek üzere 5 TL'den aldıkları bir sandık limonu pazarda 10 TL'ye satarmış. Sonraları Solomon da bu işe başlamış, fakat o 5 TL'den alıp 5 TL'ye satıyormuş. Diğer bütün limoncular hiç satamadıkları için sinir oluyorlarmış.
Artık dayanamayıp Solomon'a sormuşlar:
- Sen de, biz de aynı yerden limon alıyoruz. Sen neden aldığın fiyata satıyorsun. Ne akla hizmet?
Solomon:
-Sandık bana kalıyor.
__________________
(Yazdıklarım tamamen kendi düşüncelerim olup yatırım tavsiyesi değildir.)

Bilgi paylaşıldıkça değer kazanır.

H.G.
Reply With Quote
  #9  
Old 01-24-2012, 18:52
orcun orcun is offline
Banned
 
Join Date: Nov 2011
Posts: 184
orcun is on a distinguished road
Default

Quote:
Originally Posted by kaisersoze View Post
Uzun zaman önce de okuduğum bu yazıyı sizlerle de paylaşmak istedim.
Kaynağı tam olarak bilinmemekle beraber dikkatle okumanızı tavsiye ederim.


İflas eden trader oranında en önemli olgu, zamandan bağımsız olarak bu oranın sabit kalmasıdır.
Halbuki traderlar zaman içerisinde çok daha gelişkin koşullara sahip oldular. Artık traderlar kompleks TA(Teknik Analiz) programlarıyla, sofistike bilgisayar sistemleriyle, 1 sn. de ekrana gelen dünyadaki tüm piyasaların verileriyle işlem yapmaktadırlar. Tüm bu avantajlarına rağmen büyük oranda trader kaybetmekte ve iflas etmektedir. Dolayısıyla problem, teknolojideki gelişimi tradinglerine eklemlemelerinden çok daha derindedir. Neden traderların büyük çoğunluğunun kaybettiklerinin cevabı sanki pandora kutusunu açmaya benzer. Oysaki nedenler çoğunlukla çok basittir.
İnsanlar trade etmeye ilk başladıklarında iki yoldan birini izlerler.
İlk grup sadece neyi takip
ettiğine odaklanır ya da bir çok kaynaktan tüyolar, ipuçları yakalamaya çalışır. Tahmin edileceği
gibi bu gruptakiler uzun süre kalıcı olamazlar.
İkinci grup ise biraz daha sofistikedir. Onlar Holy
Grail’i ( piyasalarda başarınızın sürekli ve kesin olmasını sağlayan indikatör) aramaya girişirler.
Oysa ki bu sihirli indikatör hiç varolmamıştır ve bu traderler bu beyhude arayış için kendilerini paralar dururlar. Kimi traderlar yeni TA paketleri alırlar ya da bulmaya çalışırlar, kimileri internette son çıkan indikatörü bulmak için saatler harcar veya bilgisayarın rengini değiştirerek başarı şansını arttıracaklarına inanırlar. Gerçekte olması gereken bu tarz bir ‘Holy Grail’ ve sistem oluşturma arayışının traderın zamanının en fazla %10 unu almasıdır. Oysaki pek çok trader tüm enerjilerini sistem oluşturmaya odaklanarak harcamakta, özellikle de entry (giriş) sinyallere odaklanmaktadır. Oysaki ‘alım sinyali’ trading sistemlerinin küçük bir parçası hatta çoğu zaman önemsiz bir parçasıdır.

Bi çoğunuz alım sinyali için söylediklerimi kabullenmiyorsunuzdur, ancak aşağıda yazacaklarımı okuyarak karar verin. Eğer piyasalarda tamamen tesadüfi hareket ediyorsanız başarı şansınız %50 dir, yani ikiye bir beklentiniz vardır. Kaybettiğiniz her bir dolara karşı 2 dolar kazanmalısınız ki tradinge devam edebilesiniz. ‘The Turtles’ diye tanınan bir grup e-trader, sistemleri sadece %30 başarı ile oluşmasına rağmen dünyanın en başarılı traderlarından oluşmuşlardır. Eğer inanmıyorsanız basit bir hesapla dediklerimi sınayabilirsiniz, 10.000 dolarla başlayıp ilk işleminizde %10 kaybedip bir sonraki işlemde %20 kazandığınızı
varsayarsak bu işlemi defalarca tekrarlarsanız hesabınızın ne kadar ne kadar büyük boyutlara ulaştığını göreceksiniz. Bu basit yaklaşımın gösterdiği gibi alım noktası, bizim başarımızı belirleyen bir unsur değildir.
Trader ne kazanacağına karar vermelidir, kaç kere haklı çıkacağına değil. Çünkü doğru çıkmanın ne kadar kazanacağınızla çok ta fazla ilgisi yoktur. Buna rağmen traderların çoğu giriş-alım noktasına saplantılıdır, sürekli oraya odaklanmışlardır, her biri ümitsiz bir haklı çıkma gayreti içindedir. Bu durum, traderın egosunun pençesine düştüğünün bir sinyali, yokoluşa sürüklendiğinin erken uyarılarıdır. Sistem oluşturma entry sinyalinin çok ötesindedir. Mekanik trading sisteminin özü, sistemin beklenti kavramının oluşturulmasıdır. Yani her bir işlemde ne kazanabileceğinize karşın her bir işlemde ne kaybedeceğiniz…Hangi sıklıkta işlem yaptığınız da sistemde yer tutar. Eğer çok büyük bir beklentiniz varsa, sistem örneğin senede 1 kez sinyal üretebilir. Son olarak satım kriteriniz nedir? Pozisyona girmek kolaydır diğer yandan çıkış-satım noktanız sizin kazanacağınız parayı belirler. Şu son derece açık olmalıdır, sistem dizaynı sihirli bir sistem arayışından çok daha ötesi, piyasalarda kalıcı olmak için kapsamlı bir yaklaşım oluşturma çabasıdır. Halbuki saydığım sistem oluşturma özellikleriniz’in trading zırhınızın sadece küçük bir kısmını oluşturur. Başarılı olmanızın ANA kriteri para yönetimi ve psikolojidir. Kendi adıma kesinlikle eminim ki, trading finansal bir unsurdan çok psikolojik bir çabadır.

Traderların bir çok sebep için sistem oluşturmaya odaklanırlar. Tüm teknik analiz programları alım-satım sinyali oluşturmanın ötesinde fazla bir şey içermezler, çünkü durum ‘ideal’ indikatörü ararken manipüleyi çok olanaklı kılar. Bunun ne kadar anlamsız olduğunu görmek için fibonacci sayılarını ele alalım. Pek çok trader indikatörlerinde default olarak bu sayıları kullanır, halbuki 13 günlük HO nasıl 12 ya da 14 günlükten daha muhteşem sonuçlar üretebilir ki? Böyle yaparak traderler piyasaların gizemini kavrayarak, mutlaka keşfetmek zorunda hissettikleri piyasa sırlarına vakıf olabileceklerini sanırlar. Traderların alım sinyaline konsantre olmalarının ikinci nedeni ise daha önceden de belirttiğim gibi haklı çıkma kaygılarından kaynaklanır. Bilindiği gibi hepimiz egoya sahibiz ve aldığımız tüm kararlarda bu duygusal dürtüyle etkileniriz. Yanlış sonuçlanan pozisyonların, haklı çıkılanlardan
daha fazla olacağı gerçeği ile kalmak bizim için cidden zordur, oysaki olan hep te budur. Örnek olsun diye, giriş sinyallerinde en çok kullanılan yöntemlerden hareketli ortalamalarda doğru pozisyon alma oranı %50 nin altındadır. Bu yüzden de bizi her zaman haklı çıkaracak bir sitem arayışıyla bu dengesizliği aşmaya gayret ederiz. Ve böylece bu trading gerçeği nedeniyle traderler kendi egolarını besler, korur ve büyütürler.


Traderların giriş sinyali için pek çok beyhude saatler harcamasının üçüncü nedeni ise mükemmel girişlerin kontrol ve hakimiyet sağlayacağı yanılsamasıdır. Traderların her nasılsa giriş sinyalinin onlara piyasaları kontrol etme ve yenme hakimiyeti sağlayacağını düşünürler. Bu durum sayısal lotoda kimi özel numaraları, rastgele seçilmiş numaraları kullanmaya tercih etmelerine benzetebiliriz. Halbuki sayısal lotoda seçilmiş özel numaralar ya da rastgele numaralar da kullansanız kazanma şansınız eşittir. Yaklaşık aynı gerçek, hareketli ortalamalarınızda gün sayılarını seçerken ister fibonacci sayılarını ister diğerlerini kullanarak göreceğiniz gibi, sizin trading teki başarı ya da kayıp oranınızı değiştirmez, değiştiremez. Sizlerde bir trading sistemi oluşturmanın anlamsız olduğu gibi bir düşünce oluşturmak istemiyorum, elbette traderların bir giriş sinyali formuna ihtiyaçları vardır. Oluşan trendleri saptamaya, hangi koşullarda girerek ne tür beklentilerimiz olmalı gibi analizlere ihtiyacımız olduğu da bir gerçektir. Fakat salt giriş sinyaline odaklanarak, sistemin diğer kompleks unsurlarını ve çok önemli
para yönetimi ve trading psikolojisini es geçmek, gözardı etmek, önemsememek en büyük hatadır. Uzun verimli başarılı trader olmanın bu en önemli iki unsurunu artık traderlar anlamaya başlamalıdır. Bu unsurları yok sayarak salt ‘Holy Grail’ arayışına konsantre olmak, kesinlikle sizi de hiç para kazanamayan %80 nin arasına katacaktır.


Bir Teknik Analistin Düşmanları ise aşağıdakilerdir.

1)Duygusallık,

2)Grafikte var olanı değil alt benlikte var olanı görmek,

3)Sistemi Dışında hareket etmek,

4)Sonuçlarla değil sebeplerle ilgilenmek,

5)Hatalarından ders almamak,

6)Sat sinyalinin aynı zamanda alma sinyalide olduğunu unutmak,

7)Al sinyalinin aynı zamanda tut sinyalide olduğunu unutmak
Yazı hoşuma gitti , paylaşım için teşekkürler .
Reply With Quote
  #10  
Old 01-24-2012, 23:48
asmpnr asmpnr is offline
Site Üyesi
 
Join Date: Sep 2011
Location: kadıköy FB
Posts: 4,294
asmpnr is on a distinguished road
Default

Trading Psikolojisi
Başarılı Trading ile 3 ana başlık altında aşağıdaki 11 madde arasında ilgi vardır:

A - Psikolojik Faktör

1- Oturmuş ve dengeli bir kişisel hayat
2- Pozitif tutum
3- Para kazanma motivasyonu
4- Çelişki yokluğu
5- Sonuçlara karşı sorumluluk

B - Yönetim ve Disiplin Faktörü

6- Risk kontrolü
7- Sabır gösterme yetisi
8- Sezgi

C - Karar alma Faktörü

9- Teknik unsurlar üzerinde somut bilgi
10- Yaygın kanılara aldırış etmeksizin sağlam kararlar alma eğilimi
11- Bağımsız düşünme becerisi

Genelde en başarılı trader`lar şu inançları taşırlar:

* Para önemli DEĞİLDİR.
* Borsada kaybetmek doğal birşeydir.
* Trading bir oyundur. ( kuralları vardır )
* Zihinsel hazırlık ( prova ) başarı için önemlidir.
* Oyun başlamadan önce kazanılır.

Dr. Van K. Tharp Psikolojik Trading Danışmanı
Reply With Quote
Reply


Currently Active Users Viewing This Thread: 1 (0 members and 1 guests)
 
Thread Tools

Posting Rules
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is On
Smilies are On
[IMG] code is On
HTML code is Off

Forum Jump


All times are GMT +3. The time now is 08:54.


Powered by vBulletin®
2008 © 2023 ForexForumTR